Yine büyülü bir masal, yine rengârenk bir seremoni var bu ay Aysha sayfalarında… Bu kez Pakistan düğünündeyiz. Pakistan, yakın komşuları İran ve Hindistan kültürüyle harmanlanış bir kültüre sahip. Zaten bilinen bir gerçektir; eski kültürlerde, çoğu zaman dinler ve adetler birbiri içinde erir. Pakistan da bu harmanın en iyi örneklerinden…
Pakistan düğünleri öyle bir iki günde biten sade düğünlerden değil. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, her ayrıntı ayrı bir renkle bütünleşmiş. Bu düğün renkleri ve büyüsüyle, bambaşka bir dünyanın düğünü….
Ancak Pakistanlı gençler öyle kolay kolay, bir çırpıda evlenemiyorlar. Pakistan, gelenek ve göreneklerine bağlı bir ülke. Konu evlilik olunca, bu bağ daha da sıkılaşıyor. Evliliklerin çoğu görücü usulüne uygun şekilde gerçekleştiriliyor. Bir aracıya gerek duymadan, evlilik kararı alan gelin ve damat adayları da evlilik hazırlıklarını görücü evliliği adetlerine uyarak sürdürüyorlar.
Pakistan’da evliliğin en ilginç yanlarından birisi de başlık parası. Bunun neresi ilginç demeyin; burada başlık parasını kız tarafı ödüyor! Hem de öyle böyle değil; başlık demek araziler, evler, yüklü paralar demek. Örneğin; kızı bir doktorla evlenecek olan baba, damadına muayanehane açıyor. Kısaca, kimin neyi varsa, kimin neye ihtiyacı varsa, başlık da o yönde değişim gösterebiliyor.
Çeyiz ise ayrı bir durum… Bir sandıkla gelin gitmek, neredeyse mümkün değil! Öyle ki sadece eşinin çeyiziyle zengin olan erkeklere her an rastlanabilir.
Tüm bunların nedeniyse; başlık parası ve çeyizin erkek tarafından istenmesinin ayıp olduğu düşüncesi. Kız tarafına ne olduğuysa muamma!
KIZ İSTEME
Kız isteme durumu, aynı Türk düğünlerindeki gibi gerçekleşiyor. Aile büyükleri toplanıp, Allah’ın emir, peygamberin kavliyle kızı istiyorlar. Ancak burada da damadı zorlu bir etap bekliyor. Kız ailesi, damada öyle zorluklar çıkarıyorlar ki, tabiri caizse; işkence mahiyetinde. Damat adayı, akla gelebilecek tüm hakaret ve küfürlerden sonra dahi, soğukkanlılığını korumak zorunda. Sevdiği kadın için tüm zorluklara katlanan damat adayı ve aile anlaştıktan sonra, Fatiha okunuyor. Sonrasında ise misafirlere çay ve tatlı ikramı yapılıyor.
NİŞAN
Nişanda, genellikle gelin ve damat bir araya gelmiyor. Gelinin nişan yüzüğünü damadın annesi, damadınkini ise gelinin annesi takıyor. Yüzükleri takılan çiftler ve aileler, bundan sonra düğün hazırlıklarıyla meşgul oluyorlar.
Düğüne günler hatta haftalar kala, ‘dholki’ adı verilen gelenkesel Pakistan çalgısı eşliğinde eğlenceler başlıyor. Günümüzde bu adet daha az güne indirilmiş olsa da hâlâ yaşatılıyor.
Pakistan’da başlığı gelin tarafı ödüyor. Üstelik bu miktar, damadın mesleğine ya da isteğine göre değişiyor…
DÜĞÜNE DOĞRU
Kına gecesinden bir gün önce, gelin ‘maayun’ adı verilen bir bakıma alınıyor. Geline yakın akrabaları ve ailenin kadın fertleri de eşlik edebiliyor. Pakistan ve Hindistan’a has rahiyalı kokular sürülüyor, aromatik yağlarla bakımlar yapılıyor ve vücuduna ‘ubtan’ maskesi uygulanıyor. Bu geleneği, isterlerse damat tarafı da kendileri yapıyorlar. Bugün tek geceye inen bu adet, önceleri sekiz gün veya iki hafta sürüyor. Ancak bu esnada gelin, kesinlikle damadı görmüyor ve bulunduğu yerden dışarı çıkamıyor.
Pakistan düğünleri için tamamen erkek odaklı demek mümkün; zira düğünü ve hazırlıkların tümünü kız tarafı üstleniyor. Pakistan’da evlenmek gerçekten kolay değil!
GÜNLERCE SÜREN DÜĞÜNÜN ‘İLK GÜNÜ’
Evlilik seremonisinin ilk günü, Kur’an-ı Kerim ve dualarla başlıyor. Erkek tarafı, -yanlarında damat olmadan- kız evine çiçeklerle geliyorlar. Gelin için getirilen hediyeler tek tek açılıp, konuklara gösteriliyor. Bu sırada gelin, erkek tarafının getirmiş olduğu çiçeklerle bezenmiş bir koltukta hiç gülmeden oturuyor. Dünyanın birçok yerinde sürdürülen bu gelenek Pakistan’da da uygulanıyor. Konuklar tek tek gelinin yanına gelip, bereketli bir evlilik hayatı yaşaması için dileklerde bulunuyor ve gelinin başının üzerinden para geçiriyor. Görüşen her konuk geline tatlı ikram ediyor, gelinse her konuğun ikramını yemek zorunda. Bu törende hediye edilen paralarsa, genellikle evin çalışanlarına veriliyor.
Bir sonraki aşama, gelinin ailesinin, damadın evine yine bohçalar ve çiçeklerle gitmesi. Gelin evinde yaşananlar burada da tekrar ediliyor.
KINA GECESİ
Bir sonraki gün; ‘Mehndi’ yani kına günü. Bu törene yakın akrabalar katılıyor. Kız tarafı kınanın yapılacağa mekâna erkenden gelip, misafirleri kapıda ellerinde çiçeklerle karşılaşıyorlar. Çiçekler, Pakistan düğünlerinin olmazsa olmazlarından biri. Gelin, damat ve aileler taze ve rengârenk çiçeklerle süsleniyorlar. Kına gecesinin hakim rengiyse; sarı. Başta gelin olmak üzere, konuklar ve aileler ya sarı renkte giyiniyorlar ya da sarı aksesuarlar kullanıyorlar. Kına gecesi eskiden ‘Tael Mehndi’ olarak adlandırılıyormuş; yani ‘Yağ ve Kına’. Gelin ve damada sadece kına sürülmüyor, şans getirdiğine inanılan yağlar ellerine ve saçlarına da uygulanıyormuş.
Gelin ve damat, sonra ise aileleri, çiçek ve davullarla salona getiriliyor. Yanyana oturan çifte yine konuklar tek tek gelip tatlı yediriyorlar. İşte kına gecesinin en eğlenceli anları da böyle başlıyor. Çiftin önüne konan büyükçe bir halının üzerine kız ve erkek tarafı karşılıklı oturuyorlar ve atışma başlıyor. Geleneksel müzik aletleri ve danslar eşliğinde şarkılar veya maniler okunuyor. Bir tarafın şarkısı başlıyor, karşı tarafsa şarkının kesilen yerindeki kelimeyle yeni bir şarkıya başlıyor. En hızlı ve coşkulu söyleyen taraf, yarışmanın galibi oluyor.
Kınada gelen konuklara, çiçekler, şekerlemeler hediye ediliyor. Kına gecesinin ertesi günü; dinlenme günü olarak adlandırılıyor. Kız ve erkek tarafı kendi aralarında kutlamalara devam ediyorlar.
NİKAH
Pakistan düğünleri günlerce sürüyor. Nikah, gündüz gerçekleşiyor ve kadınlar katılmıyor. Akit; damat ve gelin vekili arasında gerçekleşiyor. Burada her şeyin bir seremonisi var. Nikahtan sonra birbirlerini görecek olan çiftin, üzerine yeşil bir şal geçiriliyor. Yüzü duvaklı gelin ve damat birbirine önce aynadan bakıyorlar. Birbirlerini ilk kez gören çift, tatlı bir meyveyi paylaşıyorlar. Sonrasında ise yemekler yenirken, tebrikleri de kabul ediyorlar. Bu esnada gelinin arkadaşları, damadın ayakkabısını çalıyor, karşılığındaysa harçlık isteniyor. Damat düğüne yanında yüklü miktarda nakit parayla gelmek zorunda. Çünkü kız tarafı, para istemeye devam edecek...
…VE DÜĞÜN
Düğünler akşam başlıyor ve gece boyu sürüyor. Artık salonlarda gerçekleştirilen düğünde, yine kız tarafı ellerinde çiçeklerle erkek tarafını karşılıyor.
Pakistan gelininin düğün gecesi rengi; kırmızı. İpek kumaştan yapılan gelinlik, ağır boncuklarla bezenmiş, el işleriyle süsleniyor. Damat ise geleneksel şalvar giyiyor. Gelin, sürekli önüne bakıyor; zira güle oynaya gelin gitmek, fazla tasvip edilen bir durum değil. Tören boyunca, gelin ve damat kendilerini ikram edilen tatlıları yemek zorundalar. Çünkü, tatlı yemeden hediye almak mümkün değil.
Düğünün ilginç adetlerinden biri de, kız tarafının damattan istediği harçlık durumu. Damada, harçlık miktarı üzerinde anlaşana kadar süt içiriliyor. Gece boyunca danslar ve şarkılar eşliğinde eğlenen düğün sahipleri, sonunda gelin ve damadı evlerine uğurluyorlar.
Yeni evlerine giren çiftin başlarının üzerinde Kur’an-ı Kerim tutuluyor ve dualar eşliğinde düğün sona eriyor.
Fakat son bir detay daha var: Walima Gecesi… Bu geceyi erkek tarafı organize ediyor. Damadın ailesinin evine birlikte gelen gelin ve damat yine çiçeklerle karşılanıyor.
Duanın ve dansın iç içe geçtiği Pakistan düğünü işte böyle renkli bir düğün. Bu kadim kültür, gelenekleriyle yaşatılmaya devam ediyor. Düğün; aynı masallardaki gibi türlü zorluklardan sonra kavuşan ‘aşıkların düğünü’.
Courtesy:
http://ayshadergi.com/haber-180
No comments:
Post a Comment