Sayın Muhammed Balta,
Parlamento Üyesi
Sayın Prof. Dr. Mustafa
Kamalak, Saadet Partisi Başkanı
Sayın Temel
Karamollaoglu, ESAM Başkan Yardımcısı
Sayın Prof. Dr. Oya
Akgonenç, Ufuk Üniversitesi,
Saygıdeğer katılımcılar,
Baylar ve Bayanlar!
Sözlerime bizi bu akşam
burada bulunmakla onurlandıran tüm saygıdeğer konuklara en içten duygularımı
ifade ederek başlamak istiyorum.
ESAM’daki herkese Keşmir
Dayanışma Günü dolayısıyla bu olayı ortak olarak organize ederken verdikleri
benzersiz destekten dolayı şükranlarımızı sunuyoruz.
Bugün bir kez daha
Keşmirli kardeşlerimizle tam bir dayanışma içerisinde duruyoruz.
Neredeyse yetmiş yıldan
beri bu yiğit insanlar vazgeçilmez kendi kaderlerini belirleme haklarını
gerçekleştirmek için destansı bir mücadele vermektedir –bu haklar Birleşmiş
Milletler Kuruluş Sözleşmesinde ve birçok BM kararlarında ifade edilmiştir.
Bu temel hak için onlara
Hindistan’ın da dahil olduğu uluslararası topluluk tarafından özgür ve tarafsız
bir plebisit yapılacağı yolunda tekrar tekrar söz verilmiştir. Ne yazık ki bu sözler bugüne kadar yerine
getirilmemiştir.
Bu sırada,
dünya Keşmirli erkeklere, kadınlara ve çocuklara Hindistan işgali altındaki
Keşmir güvenlik güçleri tarafından devamlı yapılan benzersiz zalimliklere tanık
olmuştur.
Uluslararası ve Keşmir
insan hakları kuruluşları işgal altındaki Keşmirde yapılan çirkin insan hakları
ihlallerini geniş bir şekilde belgelemiş ve on yıllar boyunca barışçıl bir
halkın nasıl sistematik bir mezalim altında bırakıldığını göstermiştir.
Dahası dünya şuna da
tanıklık etmiştir ki ne kadar zalim olursa olsun hiçbir güç Keşmir halkının
iradesini kırmaya yetmemiştir.
Tarihten çıkarttığımız
ders şudur ki, silahların gürlemesi ve ateşlenmesi Keşmirlilerin yüreğinde
yanan özgürlük ateşini dağıtamayacaktır.
O halde, her yıl 5
Şubat’ta kutsal hedefleri yolunda en üst derecede fedakarlıkta bulunan binlerce
Keşmirliye saygılarımızı sunarız.
AYnı zamanda uzun ve
zorlu mücadelelerinde Keşmir halkının yanında durmak için olan sarsılmaz
bağlılığımızı da yeniden ifade ederiz.
Cumhurbaşkanı Mamnoon
Hussain ve Başbakan Nawaz Sharif tarafından bugün resmi bir şekilde yeniden teyit
edildiği gibi, Pakistan kendi kaderlerini belirleme yoluyla kendi geleceklerine
karar verme haklarını elde edene kadar İşgal Altındaki Keşmir Halkına moral,
diplomatic ve siyasi desteklerini vermeye devam edecektir.
Saygıdeğer
Katılımcılar,
Keşmir
meselesi adalet hakkındadır, insanlık onuru ve temel özgürlükler hakkındadır ve
68 yıl once Keşmirlilere verilen vaatlerin yerine getirilmesi hakkındadır.
Keşmir
meselesi bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasıyla ve Güney Asya’nın henüz
kullanılmamış büyük ekonomik potansiyelinin gerçekleştirilmesiyle eşdeğer
derecede önemlidir.
O halde,
Pakistan ilgili BM kararlarına ve Keşmir halkının isteklerine uygun olarak
Keşmir için adil ve kalıcı bir çözüm istemeye devam edecektir.
Biz
uluslararası topluluğun Hindistan’ı sorumluluklarını yerine getirmeye davet
etmek için haklı olan rolünü oynamasını bekliyoruz.
Saygıdeğer
katılımcılar,
Bu noktada
Pakistan ve Türkiye’nin birbirine uyma geleneğinin altını çizmek istiyorum,
onlar her zaman birbirlerini karşılıklı ulusal meseleleri için desteklemiştir –
Kıbrıs olsun Keşmir olsun.
Keşmir
halkının adil isteklerine verilen Türkiye’nin devamlı desteği için en derinden
gelen takdirlerimizi ifade ediyoruz, buna İşgal altındaki Keşmir (OIC) platformu
da dahildir.
Bu destek
hem bizim için hem de Keşmir halkı için bir güç kaynağı olmuştur.
Sarsılmaz
inancımız şudur ki, Keşmir halkının fedakarlıkları boşa gitmeyecek ve onlar
özgürlük şafağını göreceklerdir.
İşte o güne
kadar, Pakistan halkı Keşmirli kardeşleriyle el ele yürüyecektir.
Sözlerimi
bitirirken, bugün burada Keşmir halkını yalnız bırakmamak için bize katılmış
olan tüm düzenleyicilere, saygıdeğer konuşmacılara ve misafirlere yine en derin
teşekkürlerimi ifade ederim.
Teşekkürler.
No comments:
Post a Comment