Pakistan Büyükelçisi Ekselansları Sn. M. Syrus Sajjad Qazi’nin ESAM Keşmir Kara Günündeki Konuşması, 27 Ekim 2021

Bayanlar ve Baylar, 

 ESAM’a Keşmir Kara Günü’nde bu olayı düzenlediği için ve diğer saygıdeğer konuşmacılarla birlikte beni de davet ettiği için derinden teşekkür etmek isterim.  

Bugün, Keşmir halkı ve dünyanın her tarafındaki Pakistanlılar Yasa dışı Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir’in (IIOJK) halkıyla dayanışma göstermek için 27 Ekim Keşmir Kara Günü’nü kutluyor.  

 

74 yıl önce bugün, Hint güçleri uluslararası kanunları alçakça çiğneyerek Yasadışı Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir’I işgal etmek ve masum halkını ezmek için Srinagar’a indiler.  

 

Bugün Keşmirliler için Hint işgali altındaki uzun bir gecenin ve günümüze kadar süren korkunç bir insanlık trajedisinin başlangıcı oldu.  

 

Hindistan’ın iddiasının tümü, milyonlarca kişinin adına tek bir adam tarafından kötü niyetle imzalandığı söylenen şüpheli “Katılım” belgesine dayanmaktadır, bu belgenin kendisinin geçerliliği bir gerçeklik ve yasal duruş noktasından bakıldığında bir hayli şüphelidir.  

 

O zamandan beri, IIOJK dünyanın en militarize olmuş bölgelerinden birisi haline geldi, Hindistan’ın getirdiği 900,000’den fazla güvenlik gücü vazgeçilmez kendi kaderlerini belirleme hakları için haklı bir mücadele veren Keşmirlileri bastırmak istemektedir.  

 

Bu askeri kuvvetler hem Güvenlik Konseyi Kararlarını hem de ikili anlaşmaları çiğnemektedir.  İşgal altındaki Cammu ve Keşmir’de bulunan Hint kuvvetlerinin orantısız boyutu ve ezici eylemleri neredeyse bir yabancı veya sömürgeleştirme işgal hareketi boyutundadır.  

 

Hindistan’ın işgal güçleri toplu bir biçimde insan hakları ihlalleri işledi, bunların hepsi uluslararası topluluk tarafından bilinmektedir.  Bu ihlaller uluslararası medya tarafından ve aynı zamanda BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin 2018 ve 2019’da yayınladığı iki raporla belgelenmiştir. 

 

Pakistan  ayrıca bu yıl 12 Eylül’de Yasadışı Hint İşgalindeki Caummu ve Keşmir’de (IIOJK) Hintlilerin işlediği insane hakları ihlalleri üzerine kapsamlı bir dosyayı derlemiş ve yayınlamıştır.  (Bu dosyanın birkaç kopyasını bu toplantı salonunda da edinebilirsiniz)

 

Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, Hindistan’daki BJP rejimi altında IIOJK’deki insan hakları ihlalleri olağanüstü bir raddeye erişmiştir, bunların hepsinden bu dosyada bahsedilmektedir.  Bunlara 3,432 savaş suçu dahildir, bu suçları işleyen Hint İşgal Güçleri birimlerinin ve personellerinin adı belirtilmektedir.  Bu belgelenmiş suçlara gözaltında işkence, toplu cezalandırmalar, kadınlara ve çocuklara karşı şiddet, zorla gözden kaybetmeler ve öldürmeler,  misket silahlarının kullanımı ve saçmalı patlayıcılar vs. dahildir.  Bu suçları azmettirenler devlet korumasının keyfini çıkarmaktadır ve sahte bir adalet sisteminin kalkanları arkasındadırlar.  Pakistan Hükümeti aynı zamanda sesli ve video kanıtları da sunmuştur (bunları Pakistan dışişleri Bakanlığının web sitesinde bulabilirsiniz).

 

Bayanlar ve Baylar, 

 

Geçen ay, Cammu ve Keşmir halkı ve Pakistan halkı Keşmir direnişinin simgeleşmiş lideri Syed Ali Shah Geelani’nin IIOJK’deki uzun süreli ev hapsi sırasındaki vefatının yasını tuttular. 

 

Onun üzerinde hiçbir suçlama olmaksızın son nefesine kadar ev hapsinde tutulmuş olması lanetlenmesi gereken teş şey değildir.  Ölümünden sonra, işgal güçlerinden bir ağır müfreze gücü Srinagar’daki evini basmış, aile üyelerini taciz etmiş ve kendisinin naaşına zarar vermiştir.  

 

Hint hükümeti Geelani Sahip’ten ömrü boyunca korkmuştur.  Hatta ölümünden sonra bile, arkasında durduğu değerlerden daha fazla korkmuşlardır – o kadar dehşete kapılmışlardır ki, öldükten sonra bu insanlık dışı hareketi yapmışlardır ve bu açıkça Geleneksel Uluslararası İnsani Kanunlara ve Cenevre konvansiyonuna aykırıdır.  

 

Bu kesinlikle bir fark yaratmamıştır – çünkü Geelani Sahip Cammu ve Keşmir halkının kalplerinde ve zihinlerinde yaşamaya devam etmiştir. 

Bayanlar ve Baylar,

 

Sadece birkaç gün önce, Kriket Dünya kupasında Pakistan’ın Hindistan’a karşı zafer kazanmasından sonra Srinagar sokaklarında nasıl kendiliğinden kutlamaların olduğunu gördük. 

Hindistan Keşmirlilere BMGK Kararlarında söz verilmiş olan plebisit yapma haklarını vermeyi reddetmeye devam edebilir ama her bir Keşmirlinin kalbinde yanan ateşi söndüremez. 

 

Hindistan’ın şunu anlaması lazımdır ki, hiçbir derecede zalimlik Keşmirlilerin sesini susturamaz ve vazgeçilmez kendi kaderlerini belirleme hakları için giriştikleri haklı mücadelelerini bastıramaz.  Ya da Hindistan’ın yasadışı eylemleri, 5 Ağustos 2019’daki de dahil olmak üzere dünyayı Hindistan’ın Keşmirlilerin aleyhine yürüttüğü sahte söylemi kabul etmesi için zorlayamaz.   

 

Cammu ve Keşmir anlaşmazlığı Hindistan alt kıtasının bölünmesinden sonra bitmemiş bir gündemdir, bu sorun Güney Asya’da kalıcı bir barış ve güvenlik sağlanması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına göre çözümlenmelidir. 

 

Konuşmamı bitirirken, her zaman Cammu ve Keşmirli kardeşleriyle yan yana durdukları için Türk hükümetine, farklı Türk siyasi partilerine, buna Saadet Partisi de dahildir, ESAM gibi Türkiye’nin düşünce kuruluşlarına ve Türk halkına sağlam bir şekilde teşekkür etmek isterim.  Sizden gelen bu güçlü ve prensipli destek en karanlık zamanlarında Cammu ve Keşmir halkı için bir güç kaynağı olmaktadır.  

 

Bu destek aynı zamanda uluslararası topluluğun da bir eşik noktası olarak vermesi gereken bir destektir.  Uluslararası topluluk Keşmirlilere BMGK kararlarına göre vazgeçilmez kendi kaderlerini belirleme haklarını gerçekleştirmek için bir şans vererek ahlaki ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmelidir.  

 

Bir kez daha bu toplantıyı düzenledikleri ve beni de davet ettikleri için ev sahiplerine teşekkür etmek isterim.  

Teþekkürler.

Remarks by H.E. Mr. M. Syrus Sajjad Qazi, Ambassador of Pakistan at Kashmir Black Day organized by think-tank ESAM on 27 October 2021 in Ankara

Ladies and Gentlemen, 

I would like to deeply thank ESAM for organizing this event on the Kashmir Black Day and for inviting me along with other distinguished speakers.

 

Today the Kashmiri people and Pakistanis all over the world are commemorating 27th October as a Black Day to express solidarity with the people of Indian Illegally Occupied Jammu and Kashmir (IIOJK). 

 

On this day 74 years ago, Indian forces landed in Srinagar to occupy and oppress the innocent people of Indian Illegally Occupied Jammu and Kashmir in a blatant violation of international law.

 

This day marked the beginning of a long night of oppression for the Kashmiris under Indian occupation, and a grave human tragedy that continues to this very day. 

 

India’s entire claim lies on the dubious “Accession” instrument purportedly signed by one man on behalf of millions of his subjects, whose validity is itself highly questionable from factual and legal standpoint. 

 

Since then, IIOJK has become the most militarized zone in the world, where close to 900,000 security forces have been deployed by India to curb the legitimate struggle of the Kashmiris for their inalienable right to self-determination. 

 

These military deployments are in breach of Security Council resolutions as well as bilateral agreements. The sheer size, deployments and repressive actions of the Indian forces in the occupied Jammu and Kashmir amount to foreign and colonial occupation.

 

India’s occupation forces have committed massive human rights violations, widely known to international community. These violations have been documented by international media as well as in two reports of the UN High Commissioner for Human Rights in 2018 and 2019. 

 

Pakistan has also compiled and published a comprehensive dossier on 12 September this year on Indian Human Rights Violations in the Indian Illegally Occupied Jammu and Kashmir (IIOJK). 

 

In the past few years under the BJP rule in India, human rights violations in IIOJK have reached epic proportion, which have been covered in the dossier. It includes accounts of 3,432 cases of war crimes identifying the units and personnel of the Indian Occupied Forces, which have committed these crimes. The documented crimes include torture in custody, collective punishment, violence against women and children, enforced disappearances and killings, use of pellet guns and cluster munitions etc. The perpetrators of these crimes enjoy state patronage and are shielded by sham system of justice. The Government of Pakistan also published audio and video evidence (which is available on the website of the Ministry of Foreign Affairs Pakistan)

 

Ladies and Gentlemen, 

 

Last month, the people of Jammu and Kashmir as well as people of Pakistan deeply mourned the passing away of the iconic leader of the Kashmiri resistance, Syed Ali Shah Geelani, under prolonged house arrest in the IIOJK.

 

His house arrest till his last breath without any charges was not the only condemnable thing. After his death, a heavy contingent of the occupation forces raided his residence in Srinagar, harassed family members and snatched Syed Geelani Sb’s body.

 

The government of India was afraid of Geelani sb during his entire life. They were even more scared of what he stood for even after his death – so terrified that they resorted to this inhuman act after his passing away, which is clear violation of Customary International Humanitarian Law and Geneva Conventions. 

 

It certainly did not make any difference – as Geelani Sb continue to live in the hearts and minds of the people of Jammu and Kashmir. 

 

Ladies and Gentlemen,

 

Just a couple of days ago, we saw how Srinagar erupted in spontaneous celebrations on the streets after Pakistan’s victory against India in the World Cup. 

India may continue to deny the Kashmiris their right to plebiscite enshrined in the UNSC Resolutions, but it cannot extinguish the fire that burns in the hearts of every Kashmiri. 

 

India must recognize that no amount of brutalization of Kashmiris can suppress their voice and the legitimate movement to achieve their inalienable right to self-determination. Nor will India’s illegal and unlawful actions, including the ones taken on 05 August 2019, be able to mislead the world into accepting India’s false narrative against the Kashmiris.

 

Jammu and Kashmir dispute is an unfinished agenda of the partition of the Indian subcontinent, which must be resolved in accordance with the UN Security Council Resolutions for sustainable peace and security in South Asia. 

 

At the end, I would like to profoundly thank the government, the different political parties of Turkey, including the Saadet Party, the think-tanks of Turkey like ESAM, and the people of Turkey for always standing with their brethren in Jammu and Kashmir. This strong principled support from your side is a source of strength for the people of Jammu and Kashmir during darkest of times. 

 

This support is also a benchmark for the international community to meet. The international community must fulfill its moral and legal obligation by giving Kashmiris the chance to realize their inalienable right to self-determination in accordance with UNSC resolutions.

 

I would like to thank the organizers once again for holding this event and for inviting me. 

Thank you.

TURKEY URGES FOR THE PEACEFUL RESOLUTION OF KASHMIR DISPUTE ACCORDING TO UNITED NATIONS RESOLUTIONS AND THE WILL OF THE KASHMIRI PEOPLE




ANKARA, 27 October 2021: Turkey’s unflinching support for the Jammu & Kashmir dispute was once again reiterated at an event organized by the Embassy of Pakistan in Ankara today. Chairman of the Turkey-Pakistan Friendship Group in the Turkish Parliament Mr. Ali Şahin was the chief guest.  

Messages of the President and Prime Minister of Pakistan were read out by Deputy Head of Mission Mr. Arshad Jan Pathan. Pakistani leadership in their messages reiterated Pakistan’s political, moral and diplomatic support to the people of Kashmir until the resolution of the dispute according to the aspirations of the Kashmiris. 

 

Parliamentarian Mr. Ali Şahin, in his remarks said occupation of Kashmir continues for over 74 years and the so called democratic world is silent about the gross human rights violations in the Illegally Indian occupied Kashmir. Mr. Ali Şahin underlined that the Turkish nation would always stand with the oppressed Kashmiris in their struggle for the right of self-determination.

 

“What Palestine is for Turkey, Kashmir is the same; children of Srinagar are the children of Ankara; Kashmiri mothers are the mothers of Turkey; birds and flowers of Kashmir are the birds and flowers of Anadolu,’ said Ali Şahin. He reiterated Turkey’s unwavering support until the Kashmir dispute is resolved peacefully according to the United Nations Security Council Resolutions and the will of the Kashmiri people. 

 

Pakistan’s Ambassador to Turkey Muhammad Syrus Sajjad Qazi in his remarks said that 27 October is observed as “Black Day” to mark that infamous day in 1947, when Indian forces landed in Srinagar to occupy and oppress the innocent people of IIOJK in a blatant violation of international law. This day marked the beginning of a long night of oppression for the Kashmiris under Indian occupation and a grave human tragedy that continues to this very day.  He stated that the 1947 folly of  Indian leaders continues to haunt the regional peace and stability in South Asia and the persistent Indian atrocities in IIOJK is a question mark on international standards of human rights. 

 

While urging the international community to fulfil its moral and legal obligation of giving  Kashmiris their inalienable right to self-determination in accordance with UNSC resolutions, he said that every free and fair mind will always support the Kashmiri cause for freedom. He thanked the people and leadership of Turkey for its principled position and continuous support on the Jammu & Kashmir dispute, particularly President Erdogan for highlighting the Kashmir issue in his address during the 76th session of the United Nations General Assembly. 

 

Turkey’s leading think-tank Economic & Social Research Centre (ESAM) will also host a seminar in the evening to commemorate Kashmir Black Day.

Pakistan Embassy Ankara organizes Mehfil-e-Milad


ANKARA, 19 October 2021: As part of celebrations of Eid Milad-un-Nabi (PBUH), the Embassy of Pakistan organized a Mehfil-e-Milad at Pakistan Embassy School Ankara on Tuesday evening. Turkish dignitaries, members of the Pakistani community, teachers and students of Pakistan Embassy School Ankara (PEISG) and officials of the Embassy participated in the event. 

Ambassador of Pakistan Muhammad Syrus Sajjad Qazi in his remarks said that the Holy Prophet (PBUH)’s entire life is an excellent model for all of us to emulate. By following Prophet Muhammad’s teachings of tolerance, peace, compassion, perseverance, humility, honesty, and generosity, we could achieve success both in this world and the hereafter. Ambassador Qazi emphasized that by following Prophet Muhammad (PBUH)’s teachings in its true spirit, humanity can achieve salvation and overcome challenges that we face today. 

Director Studies of PEISG Ghalib Raza Gilani in his welcome remarks underlined that the Prophet Muhammad (PBUH)’s life was a role model for all humanity. Prof. Dr. A.B. Ashraf in his remarks dilated in detail about various aspects of the life of the Holy Prophet (Seerat un Nabi). 

Pakistan community members and PEISG students recited Naats and presented Qaseeda Burda Sharif. Representative of the Mufti of Golbasi District of Ankara also spoke and offered Dua for the wellbeing of the Muslim Ummah.

Karaçi'den ticari kargo getiren NLC TIR'ları İstanbul'a vardı


İSTANBUL, 8 Ekim 2021: Pakistan'dan Türkiye'ye İran üzerinden Transports Internationaux Routiers (TIR) konvansiyonu altında ticari mallar taşıyan ilk iki Ulusal Lojistik Şirketi (NLC) TIR'larının İstanbul'a varışı üzerine İstanbul'daki Muratbey Gümrük Noktasında bugün gurur verici bir tören düzenlendi.

NLC kamyonları Karaçi'den 27 Eylül'de yola çıktı ve 5300 km yol katederek 7 Ekim'de İstanbul'a vardı. 

Türk Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının, Ticaret Bakanlığının, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği'nin (IRU), EİT Sekreterliğinin, İran İslam Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığının kıdemli yetkilileri, NLC üyeleri ve Türk özel sektöründeki taşımacılıkla ilgili kuruluşların üyeleri ve temsilcileri ve Pakistan Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğunun temsilcilerinin kendisine eşlik ettiği Pakistan'ın Türkiye Büyükelçisi Muhammad Syrus Qazi törene katıldılar. 

Cenevre'deki IRU Genel Sekreteri Sn. Umberto de Pretto da bu olaya katılanlar arasındaydı. 

Tüm katılımcılar bu gelişmeyi Pakistan ve Türkiye arasında bağlanılabilirliği ve ticareti geliştirmek için çok önemli bir olay olarak gördüklerini söylediler. 

Büyükelçi Syrus Qazi konuşmasında Pakistan Hükümetinin jeoekonomiye odaklanmasını ve bu bakımdan bölgesel bağlanılabilirliğin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. NLC kamyonlarının bu örnek seyahatini Pakistan ve Türkiye arasındaki karayolu bağlanabilirliğini güçlendirecek olan ve aynı zamanda ikili ticaretin gelişmesine yardımcı olacak olan tarihi bir adım olarak övdü. Büyükelçi bu karayolu bağlantısının işlevsel hale getirilmesinin ulaştırma masraflarını ve zamanını azaltmaya yardımcı olacağını da not etti. 

İslamabad-Tahran-İstanbul (ITI-ECO) karayolu taşımacılığı rotasını yeniden canlandırmak yeni gelirler sağlayacak, ticaret arttıracak ve EİT üye ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliğini çoğaltacaktır. Bu ilk ve başarılı seyahat sonrasında, NLC Pakistan ve Türkiye arasındaki mal taşımacılığını arttırmak ve düzenli hale getirmeyi amaçlamaktadır, bu da iki ülkeyi daha da yakınlaştıracaktır.

NLC Trucks carrying commercial cargo from Karachi reaches Istanbul


ISTANBUL, 8 October 2021: A dignified ceremony was held today at Murat Bey Customs Post in Istanbul to mark the arrival of the first two National Logistics Company (NLC) trucks carrying goods from Pakistan to Turkey, via Iran, under the Transports Internationaux Routiers (TIR) convention. 

The NLC trucks departed from Karachi on 27h September and reached Istanbul on 7th October covering a distance of 5300 Kilometers. 

 

Senior officials of the Turkish Ministry of Transport and Infrastructure, Ministry of Trade, Chamber of Commerce & Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), International Road Transport Union (IRU), ECO Secretariat, Transport Ministry of the Islamic Republic of Iran, NLC, members and representatives of the Turkish private sector related to transport, and Pakistan Ambassador to Turkey, Muhammad Syrus Sajjad Qazi accompanied by representatives of Pakistan Embassy and Consulate General participated in the ceremony.  

 

Mr. Umberto de Pretto, Secretary General of IRU, based in Geneva, also came to attend this ceremony.

 

All participants hailed the development as a vital step in promoting connectivity and enhancing trade between Pakistan and Turkey. 

 

Ambassador Syrus Qazi in his remarks highlighted the Government of Pakistan's focus on geo-economics and how regional connectivity was crucial in this regard. He hailed this trial run of NLC trucks as a historic step that will strengthen road connectivity between Pakistan and Turkey and would also help in promotion of bilateral trade. The Ambassador noted that operationalization of this road link will help reduce the cost and time for transportation.

 

Reviving the Islamabad-Tehran-Istanbul (ITI-ECO) road transport corridor will generate revenue, boost trade and increase economic cooperation among the ECO member states. After this initial successful run, the NLC intends to increase and regularise transport of goods between Pakistan and Turkey, helping to bring the two countries further closer.

 

SANMAR Tersanelerinde düzenlenen LNG Uyumlu Çekici Gemi ve Kılavuz Gemilere İsim Verme Töreni


İSTANBUL, 7 Ekim 2021: Çarşamba günü İstanbul'daki SANMAR Tersanelerinde Türkiye SANMAR Tersaneleri ve Pakistan Port Qasim yetkili makamı (PQA) arasındaki işbirliğini kutlamak için bir 'İsim Verme Töreni' düzenlendi.  Bir anlaşma uyarınca, PQA SANMAR Tersanelerinden  4 ASD LNG uyumlu çekici gemi ve 2 kılavuz gemi satın aldı.  Bu proje Pakistan ve Türkiye arasındaki büyüyen bağları diğer bir ifade biçimidir 

 

Bu törene SANMAR Tersaneleri Başkanı Sn. Cem Seven, Port Qasim Yetkili Makamı Başkanı Tümamirall (Emekli) Syed Hasan Nasir Shah, Pakistan'ın Türkiye Büyükelçisi Sn. Muhammad Syrus Sajjad Qazi ve diğer saygıdeğer konuklar katıldı.  Törende 4 Çekici Gemiye Korangi, Pipri, Gharo, ve Malik ve 2 Kılavuz Gemiye Heer and Sassi adı verildi.

 

Bu olaydaki konuşmasında, PQA Başkanı, Tümamiral (Emekli) Syed Hasan Nasir Shah PQA ve SANMAR arasındaki anlaşmanın kilometre taşı niteliğinde olacağını ve denizcilik alanında iki ülke arasındaki işbirliğini daha da geliştireceğini söyledi.

 

Büyükelçi konuşmasında Pakistan ve Türkiye'nin Denizcilik işlerinin hem sivil hem de savunma yönlerinde işbirliği yaptığını söyledi.  Kendisi Pakistan ve Türkiye'nin gemi inşa endüstrileri arasındaki var olan ortak işbirliği potansiyelinin ve imkanlarının altını çizdi.

 

SANMAR tersanelerinin çekici gemi, iş teknesi ve Kılavuz gemi inşaatında ulusal ve uluslararası müşteriler ile 10 yıllar süren deneyimi vardır ve teknik Danışmanlık Hizmetleri vermektedir.  Bir kez tamamlandığı zaman 4 ASD LNG çekici gemisi ve 2 Kılavuz gemi Pakistan'daki Port Qasim makamına teslim edilecektir.

Naming Ceremony LNG Compatible Tugs and Pilot Boats held at SANMAR Shipyards


ISTANBUL, 6 October 2021: A ‘Naming Ceremony’ was organized at SANMAR Shipyards, Istanbul today to commemorate cooperation between SANMAR Shipyards, Turkey and Port Qasim Authority (PQA), Pakistan. Under an agreement, PQA has bought 4 ASD LNG Compatible Tugs and 2 Pilot Boats from SANMAR Shipyards. This project is yet another manifestation of the growing ties between Pakistan and Turkey in the maritime domain. 

The ceremony was attended by President SANMAR Shipyards, Mr. Cem Seven, Chairman Port Qasim Authority, Rear Admiral (R) Syed Hasan Nasir Shah, the Ambassador of Pakistan to Turkey, Mr. Muhammad Syrus Sajjad Qazi, and other dignitaries. At the ceremony, the 4 Tug boats were named Korangi, Pipri, Gharo, and Malik, respectively, while the 2 Pilot boats were named Heer and Sassi. 

Speaking on the occasion, Chairman PQA, Rear Admiral (R) Syed Hasan Nasir Shah noted that the agreement between PQA and SANMAR would prove to be a landmark agreement and would further boost cooperation between the two countries in maritime affairs. 

 The Ambassador, in his remarks, said that Pakistan and Turkey are cooperating in both civilian and defense sides of maritime affairs. He highlighted the existing potential and prospects of joint collaboration between the shipbuilding industries of Pakistan and Turkey. 

SANMAR Shipyards has decades of experience in building tugs, workboats and pilot boats for national and international customers, and provides technical consultancy services. Once completed, the 4 ASD LNG Compatible Tugs and 2 Pilot Boats will be handed over to the Port Qasim Authority, Pakistan.