Ekselansları,
Saygıdeğer konuklar,
Baylar ve Bayanlar: Esselam-ı Aleyküm
“Gözlerimizi
alabilirsiniz ama düşlerimizi nasıl alacaksınız.”
Bu masum, silahsız ve genç bir Keşmirli kızın devam eden
hindistan zalimliklerine karşı nasıl cesaretle ve kararlılıkla yanıt verdiğidir
– özellikle Keşmirlilerin gözlerini hedef alan pelet silahlarının kullanımına
karşı.
Dahası, ne 70 yıllık yasadışı Hint işgali ne de bu işgali
sürdüren Hindistan güvenlik güçlerinin aşırı zalimliği Keşmir halkının ruhunu
bastırmakta başarılı olamamıştır.
Onların düşleri ve hevesleri yaşamaya devam ediyor – her
gün daha canlı ve güçlü olarak.
Saygıdeğer katılımcılar,
İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir, ölümcül silahlarla ve
onların kara eylemleri için tam bir dokunulmazlık sağlayan kara kanunlarla
donatılmış olan 700,000’den fazla Hindistan güvenlik gücüyle dünyanın en fazla
militarize edilmiş bölgelerinden birisi olarak kalmıştır.
Keşmir aynı zamanda Filistin gibi dünyanın en uzun süreli
yabancı işgali durumlarından birisi olarak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi’nin gündemindeki en uzun süreden beridir çözülemeyen meselesi olarak
kalmıştır.
70 yıldan fazla süren Hindistan işgali binlerce
Keşmirlinin şehit edilmesiyle sonuçlanmıştır.
Sadece 1990’dan beri, 100,000’den fazla masum Keşmirli Hindistan
boyunduruğundan kurtulmak için verilen mücadelede en üst derecede fedakarlıkta
bulunmuştur.
Son sekiz aydır, Keşmirliler işgal güçlerinin elinde
yenilenmiş zalim bir baskı döngüsüne karşı direnmektedir.
Burhan Wani’nin 8 Temmuz 2016’daki yargısız infazından
beri 150 Keşmirli şehit edilmiştir.
20,000’den fazlası yaralanmıştır.
1,000’den fazla Keşmirlinin görüşü Hindistan güvenlik
güçleri tarafından pellet kullanımından dolayı kısmen veya kalıcı olarak
kapanmıştır.
Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar arasında hiçbir ayrım
gözetilmez. Hepsi ayrım gözetmeksizin
hedef alınmaktadır.
Sadece geçen birkaç ay içerisinde, Hindistan işgal güçleri
yasadışı olarak hiçbir suçlama olmaksızın 12,000’den fazla masum Keşmirliyi göz
altına almıştır.
Sonu gelmeyen sokağa çıkma yasağının, Keşmirli
liderlerinin ev hapislerinin veya gözaltına alınmalarının, sokaktaki
Keşmirlilerin dövülmesinin ve işkenceye uğramasının, Keşmirli kadınlara edilen
tecavüzlerin ve yapılan saldırıların, Keşmirli erkeklerin ortadan
kaybolmalarının ve yargısız infazının ve toplu cezalandırmaların ve toplu
mezarların ayrıntılarını duymak gerçekten kalpleri kırıcıdır.
Bütün bunlar bir dokunulmazlıkla sürüp giderken,
uluslararası medyanın ve uluslararası insan hakları ve insani kuruluşlarının
işgal bölgesine erişmesi reddedilmektedir.
Keşmirliler vazgeçilmez kendi kaderlerini
belirleme haklarını talep ettikleri için cezalandırılıyorlar – bu hak Birleşmiş
Milletler Sözleşmesinde belirtilmiştir ve onlara tekrar tekrar Güvenlik Konseyi
kararları biçiminde Hindistan, Pakistan ve Uluslararası topluluk tarafından
tanınmıştır.
Onların uzun süreli işgal altında olması ve
zalimce bastırılması insanlık onurunu gölgelemeye devam etmektedir.
Bazı vicdanlı sesler yükselmiştir, buna BM
ve OIC’de dahildir. Hindistan’daki ve
dışarıdaki bazı iyi niyetli insanlar da ayrıca konuşmuştur.
Ancak, acilen bundan daha fazlasına ihtiyaç
vardır.
Uluslararası topluluğun İşgal Altındaki
Keşmir’de devam eden trajediyi durdurmak için derhal ve kararlı bir şekilde
davranması zorunludur.
Biz dünyanın Keşmir meselesine Keşmir
halkının isteklerine göre ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun
olarak adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüm sağlamak için haklı olan rolünü
oynayacağını ümit ediyoruz.
Bu Güney Asya’da hem adalet hem de kalıcı barış ve
istikrar için vazgeçilmezdir.
Keşmirliler ve Pakistan halkı, Türkiye
hükümetinden ve halkından her zaman almış oldukları destek ve dayanışma için
derinden minnettardır.
Bu destek Saygıdeğer Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın Kasım 2016’daki Pakistan ziyareti ve Parlamentonun birleşik
oturumuna hitabı sırasında açıkça yeniden teyit edilmiştir.
Türkiye, OIC başkanı olarak aynı zamanda
Keşmir’e bir gerçekleri bulma misyonunun gönderilmesi yolunu aramaktadır.
Bu akşam “Keşmir Dayanışma Günü’nü”
kutlarken burada bulunan tüm saygıdeğer katılımcılarımız, Türkiye’nin bu asil
davaya olan ısrarlı bağlılığının daha ileri bir yansımasıdır.
Bunun için her zamankinden daha fazla
minnettarız.
Pakistan kendisine düşeni yaparak Keşmir
halkına azami siyasi, diplomatik ve moral desteğini iletmeye devam edecektir.
Ümit ederiz ki, bizim ortak çabalarımız
dünyanın vicdanını sarsmaya yardım edecek ve İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir’in
zorluk çeken insanları için barış, ümit ve özgürlük şafağına giden yolu
döşeyecektir inşallah!
Teşekkür ederim.
No comments:
Post a Comment