Türk Cumhurbaşkanı ve Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Pakistan Donanması için yapılan dört MİLGEM Ada sınıfı firkateynlerinin birincisi için birlikte çelik kesme törenini düzenlediler


ISTANBUL, 29 Eylül 2019: Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Zafar Mahmood Abbasi dört MİLGEM Ada sınıfı korvetlerinden birincisinin ilk metal levhasını bugün İstanbul'da düzenlenen güzel bir törende beraber kestiler. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Pakistan'ın Türkiye Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi ve diğer saygıdeğer konuklar aynı zamanda MİLGEM sınıfı TCG Kınalıada gemisinin Türk Donanmasına katılışının da dahil olduğu törene katıldılar.  

Törende misafirlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan kardeş Pakistan-Türkiye ilişkilerini örnek olarak nitelendirdi ve savunma üretimi alanında işbirliği için çok büyük bir potansiyelin olduğunu söyledi.  Cammu ve Keşmir anlaşmazlığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyanın 5 Ağustos'tan beri sokağa çıkma yasağı ve diğer kesintileri cesurca devamlı olarak karşılayan Keşmir halkının çektiği acıları bilmesi gerektiğini belirtti.  Keşmir ve Filistin'i birbirine benzeten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 milyondan fazla Keşmirlinin işgal güçlerinin zalimliklerine cesurca göğüs gererek  kendi topraklarında bir açık hava hapishanesinde yaşadıklarını söyledi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan Keşmir meselesini gündeme getirmeye ve Keşmir halkının acılarını vurgulamaya devam edeceğini ilan etti. 

Amiral Zafar Mahmood Abbasi açılış konuşmasında bu projeyi Pakistan-Türkiye kardeşliğinin diğer bir ispatı olarak nitelendirdi.  Kendisi konukları Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'deki son durum hakkında bilgilendirdi.  Kendisi Hindistan'daki zehirli Hindutva ideolojisi ve bunun bölgesel ve uluslararası barış üzerindeki tehditleri hakkında konuştu.  Hindistan hükümetinin ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve uluslararası hukuka aykırı olan 5 Ağustos 2019'daki kararlarından sonra Hint zalimliklerinin yeni seviyelere yükseldiğini söyledi.  Amiral Abbasi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Keşmir meselesini New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki hitabında dile getirdiği için teşekkür etti ve Pakistan ve Keşmir halklarının Türkiye'ye sarsılmaz destekleri için borçlu olduğunu söyledi.  

Radardan gizlenebilen MİLGEM Ada Sınıfı anti-denizaltı savaş firkateynlerinin Pakistan Donanmasına katılması, Pakistan Donanmasının savunma kabiliyetini daha da geliştirecektir.  İki korvet Türkiye'de inşa edilirken bir sonraki iki tanesi teknoloji transferi yoluyla Pakistan'da inşa edilecektir.  MILGEM Ada sınıfı gemileri 99 metre uzunluğunda, 24,00 ton yer değiştirme kapasitesindedir ve 29 deniz mili hıza sahiptir. 

Turkish President and Chief of Naval Staff of Pakistan jointly performed the steel cutting ceremony of thefirst of four MILGEM Ada class frigates for Pakistan Navy

ISTANBUL, 29 September 2019: Turkish President Recep Tayyip Erdogan and Chief of Naval Staff of Pakistan Admiral Zafar Mahmood Abbasi jointly cut the first metal plate of the first of the four MILGEM Ada class corvette at a graceful ceremony in Istanbul today. 

Vice President of Turkey Fuat Oktay, Minister for National Defence of Turkey Hulusi Akar, Chief of Turkish General Staff General Yaşar Guler, Commander of Turkish Naval Forces Admiral Adnan Ozbal, Ambassador of Pakistan to Turkey Muhammad Syrus Sajjad Qazi, and other dignitaries attended the ceremony that also included induction of MILGEM class TCG Kinaliada into Turkish Navy.

While addressing guests at the ceremony, President Erdogan termed the brotherly Pakistan-Turkey relations as exemplary saying that great potential exists for collaboration in the defence production field. Referring to the Jammu & Kashmir dispute, President Erdogan said the world need to know about the sufferings of the Kashmiri people who are continuously braving curfew and blockade since 5th August. Equating Kashmir with Palestine, President Erdogan said over 8 million Kashmiris are living in an open-air prison in their own lands facing brutalities of the occupation forces with great courage. President Erdogan vowed to continue rising Kashmir issue and highlight the miseries of the people of Kashmir.

Admiral Zafar Mahmood Abbasi in his opening speech termed this project as another testimony of the Pakistan-Turkey brotherhood. He updated the guests about the recent situation in the Indian Occupied Jammu & Kashmir. He spoke about the toxic ideology of Hindutva in India and the threat it poses to regional and international peace. He said Indian brutalities have reached to new levels after the 5 August 2019 illegal actions of the Indian government which are in contravention of the relevant UN Security Council resolutions and international law. Admiral Abbasi thanked President Erdogan for rising Kashmir issue in his address at the United National General Assembly in New York saying the people of Pakistan and Kashmir are indebted to Turkey for its steadfast support.

Addition of the stealthy MILGEM Ada class anti-submarine warfare frigates to the Pakistan Navy would further augment Pakistan Navy’s defence capability. Two corvettes will be built in Turkey while next two will be built in Pakistan through technology transfer. MILGEM Ada class are 99 meter in length with a displacement of 24,00 tonnes and a speed of 29 nautical miles.

Prime Minister of Pakistan meets with Turkish President on the sidelines of the 74th UN General Assembly in New York



Prime Minister of Pakistan Mr. Imran Khan met with Turkish President Recep Tayyip Erdoğan on the sidelines of the 74th UN General Assembly in New York on 23 September. Pakistan side included Foreign Minister Shah Mahmood Qureshi and Foreign Secretary Sohail Mahmood while Turkish side included Foreign Minister Mevlüt Çavuşoğlu, Finance Minister Berat Albayrak, National Defence Minister Hulusi Akar and Trade Minister Ms. Ruhsar Pekcan.
Recalling his visit to Turkey in January 2019, the Prime Minister expressed satisfaction that Pakistan-Turkey bilateral relations had transformed into a mutually beneficial strategic partnership. Prime Minister Imran Khan thanked President Erdogan for Turkey’s consistent support to Pakistan on issues of core national interest, and reaffirmed Pakistan’s steadfast support to Turkey on issues of its national interest. The Prime Minister emphasized the importance of further strengthening the bilateral economic partnership and expressed the hope that the recently finalized Strategic Economic Framework (SEF) would play an instrumental role in this regard. The Prime Minister added that he looked forward to President Erdogan’s visit to Pakistan for the next round of Pakistan-Turkey High Level Strategic Cooperation Council (HLSSC). The Prime Minister briefed the Turkish President on the latest situation since India’s illegal and unilateral actions of 5th August to alter the disputed status of Indian Occupied Jammu and Kashmir. He stated that India’s efforts to change IOJ&K’s demographic structure contravened numerous UNSC resolutions, international law as well as India’s own prior commitments. The Prime Minister emphasized that the dire human rights and humanitarian situation in IOJ&K posed grave risks for peace and security in the region. In this context, he called for the immediate lifting of curfew and other restrictions in IOJ&K; end to gross violations of human rights; and allowing the Kashmiris their inalienable right to self-determination as enshrined in the relevant UN Security Council resolutions. During the meeting the leaders recalled the historic fraternal ties between the two nations and reiterated their strong resolve to continue standing by each other in the face of all challenges. 

Deputy Chairman Senate of Pakistan calls on Speaker of Turkish Grand National Assembly in Astana

 A parliamentary delegation of Senate of Pakistan led by Deputy Chairman Senate Mr. Saleem Mandviwalla held a meeting with Speaker of Grand National Assembly of Turkey Mr. Mustafa Sentop on the sidelines of Eurasian conference at Noor Sultan (Astana) in Kazakhstan on 23 September.
Senate Deputy Chairman Saleem Mandviwalla led the delegation at the conference.
During the meeting with the Turkish speaker, the senators discussed issues of mutual concern and bilateral relations of Pakistan and Turkey. 
Senator Mandviwala thanked the Turkish speaker for support on the Kashmir issue. He invited the Turkish speaker to lead a delegation to Pakistan, which he accepted.

Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'deki kadınlarla dayanışma göstermek için Ankara'da bir olay düzenlendi

ANKARA, 20 Eylül 2019: Ankara'daki Pakistan Büyükelçiliği tarafından Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'in dirençli kadınlarıyla dayanışma göstermek için  bugün“Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir Kadınlarının Saygıdeğerliği ve Onuru" başlıklı bir olay düzenlendi.  Olaya çok sayıda Türk ve Pakistan topluluğu üyesi, öğrenciler ve medya temsilcileri katıldı.  

Olayda konuşan Türkiye'deki Pakistan Büyükelçisinin eşi Sn. Shaza Syrus, çok sayıda misafirin, özellikle de kadınların bu olaya katılımının özellikle cesur Keşmirli kadınlar olmak üzere Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir halkına verilen güçlü bir moral desteğinin ifadesi olduğunu söyledi.

Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'de devam eden korkunç insan hakları ve insani durum için endişelerini belirten Sn. Shaza Syrus, kadınların ve çocukların bu zalimliklerin acısını çektiklerini söyledi - hem fiziksel hem de psikolojik olarak.  Kendisi Keşmirli kadınların ne canlarının ne de onurlarının güvencede olmadığı bir işgal altında yaşadıklarını söyledi ve uluslararası topluluğa bu zalimlikleri bitirmesi için çağrıda bulundu.  Kendisi Keşmirli kadınlara karşı zalim güç kullanımına rağmen, Hint İşgal Güçlerinin onları kendi kaderlerini belirleme hakları için verdikleri haklı mücadeleden alıkoyamadığını ekledi.   

Kendisi Keşmirli kadınların yazdığı dayanıklılık ve cesaret destanının dünyadaki diğer kadınlara ilham vermeye devam edeceğini söyledi.  

Sn. Shaza Syrus - dayanıklı kadınları ve yenilmez kızlarının önderlik ettiği - Cammu ve Keşmir halkının kendi kaderlerini bnelirleme haklarına erişeceği günün uzak olmadığını belirtti.   

Event to express solidarity with the Women in Indian Occupied Jammu & Kashmir held in Ankara

ANKARA, 20 September 2019: An event entitled“Respect and Dignity of Women in Indian Occupied Jammu & Kashmir”was organized by the Embassy of Pakistan in Ankara today to express solidarity with the resilient women of Indian Occupied Jammu & Kashmir. The event was attended by a large number of Turkish and Pakistani community, students as well as media representatives.  

Speaking on the occasion, Mrs. Shaza Syrus, spouse of the Ambassador of Pakistan to Turkey, said that the presence of the large number of guests, especially women, at the event was an expression of strong moral support for the people of Indian Occupied Jammu & Kashmir, particularly the brave Kashmiri women.


Expressing concern at the grave human rights and humanitarian situation in Indian Occupied Jammu & Kashmir, Mrs. Shaza Syrus said that women and children are bearing the brunt of these atrocities – physically as well as psychologically. She said that Kashmiri women were living under an occupation where neither their lives nor their honour was safe, and called on the international community to step-in to end these atrocities. She emphasized that despite the use of brute force against the Kashmiri women, Indian occupation forces had failed to prevent them from their just struggle for the right to self-determination. 

She added that the story of resilience and defiance that the women of Kashmir were writing with their courage would continue to inspire other women round the globe. 

Mrs. Shaza Syrusunderlined that the day was not far away when the people of Jammu & Kashmir – led by its resilient women and defiant girls – would be able to achieve their inalienable right of self-determination. 

TÜRK MEDYA HEYETİ CUMHURBAŞKANI DR. ARİF ALVİ’Yİ ZİYARET ETTİ


İSLAMABAD, 20 EYLÜL 2019:  Pakistan Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi, kendisini İslamabad’daki Aiwan-e-Sadr’da ziyaret eden Prof. Dr. Halil Toker liderliğindeki Türk medya heyetiyle konuşurken, fütursuz Hint liderleri, başparmakları nükleer bombanın düğmesinin üstünde köpekçesine Hindistan’ı Hindulaştırmaktadır ve azınlıkları katletmektedir ve sadece bölgesel ve dünya barışına değil, aynı zamanda da Hindistan’ın sosyal dokusunu da tehdit etmektedir dedi. Dünya Gücerat kasabının Keşmir halkının temel haklarına saygı göstermesini bekleyemez diye ekledi.  Kendisi Hindistan’ın İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir’de yaptıklarının Filistin’deki İsrail’deki zalimlikleriyle aynı olduğunu belirtti.  Kendisi vurguladı ki, insanların özgür iradeleri güçle bastırılamaz ve Hindistan Keşmir özgürlük mücadelesini boğmaya çalışırken son yetmiş yıldır olduğu gibi başarısız olacaktır.  Bir soruya yanıt verirken, Cumhurbaşkanı Pakistan’ın barışı umduğunu ama savaşmaya zorlanırsa tüm gücüyle karşılık vereceğini de ekledi.  

Cumhurbaşkanı Modi Rejiminin Hindutvacı fanatiklerinin Hindistan’ın laik görünümünü değiştirdiğini ve Keşmir’de olanların sadece Hindistan’da olanların bir uzantısı olduğunu söyledi.  Kendisi bugün Hindistan’daki azınlıkların devamlı katledilme korkusu altında yaşadığını söyledi.  Şu andaki Hint rejiminin aşırı ve faşist politikalarının Hitler ve Mussolini’yle aynı olduğunu ekledi.  Kendisi 8 milyondan fazla Keşmirlinin halen on yıllardır süren Hint kelepçelerinin pençesinde olduğunu, son altı haftadır neredeyse kafese kapatılmış olduğunu ve diziler halinde gelen yasadışı bir askeri operasyonun pençesinde olduğunu söyledi. Hindistan’ın 5 Ağustos 2019’da BM Güvenlik Konseyi tarafından ihtilaflı bir bölge olarak tanınan İşgal Altındaki Cammu ve Keşmir’in durumunu değiştiren tek yanlı kararlarının uluslararası kanunlara göre yasadışı olduğunu söyledi.  Kendisi Keşmirli halkın haklarını ve özgürlüklerini geri vermesi için uluslararası topluluğun Hindistan’ı razı etmesi gerektiğini söyledi.  

Pakistan ve Türkiye ortak bir kadere, kültürel ve uygarlık bağlarına, insanlar arası temaslara ve ortak çıkarlara dayalı olan yakın ve kalpten ilişkilerinin keyfini çıkarmaktadır.  İkili bağlar ve stratejik işbirliği önümüzdeki yıllarda her iki ülkenin karşılıklı çıkarları doğrultuısunda daha fazla güçlendirilebilir diye de ekledi. Türk medyasının Hint eylemlerinin yasadışılığını vurgulamaktaki özenilecek rolünün altını çizen Cumhurbaşkanı bu çabalarını Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir’in ezilen halkının sesini yükseltmek için kullanmaya devam etmesini ümit etti.  Kendisi Pakistan’ın Türk halkına ve Hükümetine Keşmir meselesine verdikleri devamlı destek için minnettar olduğunu söyledi ve Pakistan’ın da Türk Hükümetini ve halkını Türk çıkarları için desteklemeye devam edeceğini ekledi.  

TURKISH MEDIA DELEGATION CALLS ON PAKISTAN PRESIDENT DR. ARIF ALVI

ISLAMABAD; SEPTEMBER 20, 2019:  The belligerent Indian leadership, with its thumb on nuclear button, is doggedly hinduizing India and persecuting minorities and has, therefore, become a threat not only to the regional and world peace, but also to the very social fabric of India itself, said President Dr. Arif Alvi, while talking to Turkish Media Delegation, led by Prof. Dr. Halil Toker, who called on him at the Aiwan-e-Sadr, Islamabad on Friday. The world cannot expect the butcher of Gujarat to respect the fundamental rights of the Kashmiri people, he added. He underscored that what India was doing in Occupied Jammu and Kashmir was analogous to Israeli brutalities in Palestine. The Will of the people cannot be suppressed by power, he emphasized, and India too shall fail in suffocating Kashmiri freedom struggle, as it has for the last seven decades. While replying to a question, the President said that Pakistan aspired for peace, but if war was imposed on us, we would retaliate with full might, he added.

The President said that the Hindutva-fanatics of Modi Regime were transforming the secular outlook of India and what was happening in Kashmir was only an extension of what was happening in the rest of the India. He said that today the minorities of India lived in constant fear of persecution. The extremist and fascist policies of current Indian regime were the same as those of Hitler and Mussolini, he added. He underscored that over 8 million Kashmiris, already in the clutches of decades-long Indian oppression, had been virtually caged, for the last six weeks, by an illegal military occupation that had swelled in ranks. He highlighted that India’s unilateral action of 5th August, 2019 of altering the status of Occupied Jammu & Kashmir, recognized as a disputed territory by the UN Security Council, was illegal under international law. He stressed that the international community must play its part to persuade India to restore the civic rights and liberties of Kashmiri people.

Pakistan and Turkey enjoy close and cordial fraternal relations, based on a shared faith, cultural and civilizational linkages, people-to-people contacts and commonality of interests, Bilateral ties and strategic cooperation would be further strengthened to the mutual benefit of the people of our two countries in the years ahead, he added. Appreciating the admirable role of Turkish media in highlighting illegality of Indian actions, the President hoped that it would continue its efforts to raise voice for the oppressed people of Indian Occupied Jammu and Kashmir. He said that Pakistan was thankful to the people and the Government of Turkey for its constant support on Kashmir issue and added that Pakistan would continue to support the Turkish Government and its people on issues of Turkish interest.

Pakistan Savunma Günü ve Keşmir Dayanışma Günü Türkiye'de anıldı

ANKARA, 6 Eylül 2019: Ankara'daki Pakistan Büyükelçiliği bugün aynı zamanda Keşmir Dayanışma Günü olarak da anılacak olan Savunma Gününü kutlamak için bir olay düzenledi. Pakistan topluluğu üyeleri, Türk misafirler ve medya temsilcileri bu olaya katıldı.

Bu olayın öncesinde topluca Kuran okunmasının ardından korkunç insan hakları ihlallerine ve bir insani krize maruz kalmaya devam eden Hint İşgalindeki Cammu ve Keşmir'de (IOJ&K) yaşayan Keşmirliler için dua okundu. IOJ&K'deki tam yasaklama ve iletişim engellemeleri bugün 32. gününe erişti, Hint İşgal Güçleri tarafından masum Keşmirli erkeklere, kadınlara ve çocuklara verilen rastgele ve toplu cezalardan bir kez bile geri adım atmadan.
 
Olay sırasında katılımcılar IOJ&K halkı için dayanışma isteklerini ifade etti ve kendi kaderlerini belirleme hakları için Cammu ve Keşmir halkının verdiği haklı mücadeleyi desteklemeye devam etme kararlılıklarını yeniden teyit ettiler. 

Bu olay üzerine konuşan Pakistan Büyükelçisi M. Syrus Sajjad Qazi, bu olayın bu büyük acı ve sıkıntı zamanında Keşmirli kardeşleriyle yan yana durmak için Pakistan halkının kararlılığını simgelediğini söyledi. Kendisi ekledi ki 6 Eylül 1965'te tüm Pakistan Ulusunun her zaman gerçeğin ve adaletin yanında duracağını ve özgürlüğünü, bağımsızlığını ve egemenliğini korumak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağını tüm dünyaya göstermek için bir araya gelmiştir. Kendisi Keşmir Dayanışma Gününün de Pakistan Savunma Günüyle aynı ruhla kutlanmakta olduğunu söyledi. 

Büyükelçi Qazi uluslararası topluluğun, özellikle de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, BM insan haklaru prosedürlerinin ve bağımsız insan hakları gözlemcilerinin kendi kaderlerini belirlemek isteyen Keşmirlilere karşı devam eden Hint zalimliklerini ciddiye almak ve bitirmek için ahlaki ve yasal sorumluluklarını yerine getirecekleri yönündeki ümitlerini ifade etti.

Defence Day of Pakistan and Kashmir Solidarity Day commemorated in Turkey

ANKARA, 6 September 2019: Pakistan Embassy Ankara today organized an event to mark the Defence Day of Pakistan, which this year is also being commemorated as the Kashmir Solidarity Day. Members of the Pakistan community, Turkish guests and media representatives attended the event.

The event was preceded by Quran Khwani, followed by prayers for Kashmiris living in the Indian Occupied Jammu & Kashmir (IOJ&K) who continue to face a grave human rights and humanitarian crisis. The complete lockdown and communications blockade of IOJ&K has now reached its 32ndday without any respite from the collective, arbitrary and collective punishment being meted out to innocent Kashmiri men, women and children by the Indian Occupation Forces.  

During the event, participants expressed their solidarity with the people of IOJ&K, and reiterated their resolve to continue supporting the just struggle of the people of Jammu & Kashmir for their right to self-determination. 

Speaking on the occasion, the Ambassador of Pakistan, M. Syrus Sajjad Qazi, said that the event symbolized the determination and resolve of the people of Pakistan to stand by their Kashmiri brothers and sisters in this hour of great pain and grief. He added that on 6 September 1965, the entire Pakistani nation had come together to show to the world that it would always stand for truth and justice and would not hesitate from any sacrifice to uphold its freedom, independence and sovereignty. He said that the Kashmir Solidarity Day was also being commemorated along with the Defence Day of Pakistan in the same spirit. 

Ambassador Qazi expressed the hope that the international community, in particular the United Nations Security Council, UN human rights procedures and mechanisms, as well as independent human rights observers would fulfil their moral and legal responsibility towards taking a serious note of and ending the ongoing Indian atrocities towards Kashmiris seeking their right to self-determination. 

Pakistan calls on the international community to play its role in addressing the Jammu & Kashmir dispute; ending Indian occupation and human rights abuses

ANKARA, 5 September 2019: Speaking at a conference organized by the Institute of Strategic Thinking (SDE), Ankara on the topic, “Jammu & Kashmir dispute: Ongoing crisis and threats for regional peace and security,” the Ambassador of Pakistan to Turkey, M. Syrus Sajjad Qazi, called on the international community to fulfil its moral, ethical and legal responsibility by bringing an end to the on-going gross violations of human rights against the Kashmiris in India Occupied Jammu & Kashmir (IOJ&K).
Ambassador Qazi said that according to international media reports and statements by independent human rights observers, the prevailing human rights and humanitarian situation in IOJ&K resembled a concentration camp.  He said that while the use of these inhuman tactics against Kashmiris in IOJ&K were well known and documented, they had, unfortunately, reached a new level of brutality since 5 August 2019 when the Indian government illegally rescinded the special status of Jammu & Kashmir by abrogating Article 370 of the Indian Constitution.
He said that the illegal Indian action of 5 August 2019 was in contravention of the relevant UN Security Council resolutions. Such provocative actions would never change the reality that Jammu & Kashmir has been and remains an internationally recognized disputed territory.  Nor would any degree of use of force against innocent Kashmiris deter them from demanding their inalienable right to self-determination.
 He said that the Indian atrocities in IOJ&K were a manifestation of the rising tide of right-wing extremism, jingoism, populism and Islamophobia in India under the divisive ideology of Hindutva which manifested itself through increasing incidents of cow-vigilantism; lynching of Muslims; as well as religious discrimination against minorities. There could be no peace in the region and beyond as long as this hate-filled ideology reigned supreme, he stated. 
Welcoming the convening of the UN Security Council meeting on 16 August 2019 to discuss the grave situation in the IOJ&K as well as its impact on the regional peace and security, Ambassador Qazi emphasized that the international community needed to step-in to prevent the region from sliding into another conflict. He also urged the international community to call on India to end forthwith the on-going lockdown and gross violations of human rights in IOJ&K.

Ambassador Syrus Qazi thanked the people and leadership of Turkey for supporting the just cause of the oppressed Kashmiris who demand their inalienable right to self-determination and who are living under Indian occupation for over seven decades.